Geçtiğimiz günlerde yetişmem gereken bir yere giderken içimden sürekli acaba yetişebilecek miyim diye geçirirken önce trafik polis kontrolüne takıldım, ardından bir trafik kazası nedeni ile gittiğim yol kapatıldı. Nihai olarak evet geç kaldım. Peki neden geç kaldım ? Geç kalmaya çok odaklanmıştım hatta tek düşündüğüm şey geç kalacağımdan başka bir şey değildi. Eğer yola erken çıktım kesin yetişirim diye çıkmış olsaydım tüm bu aksilikler başıma gelecek miydi ? Ya da şöyle sorayım geç kalmayı bu kadar düşünmeseydim yine de geç kalacak mıydım ? Bu ve buna benzer durumlar hayatımda çokça yer edinmeye başladığında bu konuyu biraz irdelemeye karar verdim. Ve bilin ne oldu ? Bunun bilimde bir adı ve yeri varmış yani yaşadığım şey oldukça bilimsel bir durummuş.
İşte bu yaşadığım olaylara yani başınıza gelmesinden korktuğunuz şeyleri fazla düşünürseniz gerçekleştirme ihtimalini artırırsınız haline bilimde “ters çaba kuralı” deniyormuş. Ters çaba kuralı, herhangi bir şeyi yapmayı ya da o şeyden kaçınmayı çok istediğimiz durumlarda aslında hepimizin başına gelen oldukça yaygın bir durummuş.
Ters çaba kuralı beynin en tehlikeli çalıştığı anlardan biri. Çünkü başınıza gelmesinden en çok korktuğunuz şeye odaklanırsanız, beyin onu size çekiyor, korktuğunuzu otomatikman sanki olması gereken oymuş gibi başınıza getiriyor. Ben buna o durumu çağırmak da diyorum. Beyin durumun iyi ya da kötü olduğunu ayırt etmeden odaklanılan şeyi yapmaya programlanır. Aslında beyne bunu yapmasını o konuyu büyüterek biz söylemiş oluyoruz. Bu duruma neden olan en temel şey bilinç ve bilinçaltı çalışma prensiplerinin birbirine zıt olması. Bilinçaltımız biz istesek de istemesek de her şeyi görür ve onu öylece kabul eder. Ters çaba bilinçaltımızla beraber çalışır. Çünkü bilinçaltı hiçbir şeyi sorgulamaz.
Bu duruma verilebilecek en iyi örneklerden bir tanesi uykusuzluktur. Uyku tamamen bilinçaltı tarafından yönetilen bir süreç olduğu için uyumak adına bilinçli bir şekilde çaba sarf etmek genellikle kendimizi daha ayık hissetmemize sebep olur ve uyumamız imkansız hâle gelir. Kısacası uyku hakkında ne kadar çok düşünürsek, uykuya dalmamız o kadar güçleşir. Yüzerken suyun yüzeyinde kalmak için çok fazla çaba harcarsanız dibe batmaya başladığınızı fark etmişsinizdir. Öte yandan çabalamayıp kendinizi suya bıraktığınızda suyun üstünde kalırsınız. İşte ters çaba tam da bunu ifade eden bir kural.
Örneğin yaptığınız bir raporda aklınızın hep bir tarafında acaba hata yaptım mı atladığım bir şey var mı gibi sorular beyninizi kurcalar durur. Bunu çok düşünmeye gerek yoktur, çünkü zaten buna odaklandığınız sürece atladığınız bir şey ya da hata o raporda olacaktır. Başınıza gelmesinden korktuğunuz en kötü şeye değil, başınıza gelmesini istediğiniz en iyi şeye odaklanın. Kafanızda en çok neyi düşünürseniz, hayatınızda onu çoğaltırsınız.
Hayatınızdan ters çabayı çıkarmak için başınıza gelen her kötü olayı dünyanın sonu gibi görmeyi bırakmak hatta ters çaba kuralına alternatif “iyi düşünelim iyi olsun” kuralını benimsemek çok iyi bir çözüm olabilir. Bu noktada korkuya ya da endişeye değil hedefinize odaklanmak daha faydalı olacaktır. Tabi ki bir anda her şey düzelmez ama beyniniz artık olumlu düşünmeye başlar ve sorunları çözmeye odaklanır. Beyniniz artık soruna değil, çözüme kilitlenir ve bunları çözmek için çaba sarf eder.
Fransız psikolog Émile Coué, ters çaba kuralıyla ilgili şunları söyler: “Hayal gücü ve irade anlaşmazlık içinde olduğunda, istisnasız biçimde kazanan hep hayal gücü olur.”
O yüzden dilerim hayatta hayal gücü ve iradeniz hep birbiri ile iyi anlaşır.