Eğer insan düşünmeyi yürümeden önce öğrenseydi, bir çok insan emeklemeye devam ederdi. Durdururdu kendisini düşünce yere, ayağa kalkıp yeniden yürümeye başlamalı mıyım? Aynı acıyı yeniden yaşamalı mıyım? Zorunda mıyım? İçerden gelecek olan ses "Hayır yapma" derdi ve belki de gerçekten yürümeye başlamamız uzun bir zaman alırdı.
Kişisel marka ve girişimcilik daha önce bir arada kullanılmadı. Girişimi kimin 'başlattığı' önemli değildi. Görünür bir kurucu veya CEO gerekli de değildi. Her şey ama her şey ürünle ilgiliydi. Büyük markaların (Coca Cola gibi) ve büyük işletmelerin döneminde logolar, itme stratejileri, konuşmacılar, hostesler ve geleneksel reklam kampanyaları ön plandaydı. Markalar müşteri ile iki yönlü iletişim halinde değildi. Ama şimdi herşey değişti...
Her çalışanı ilgilendiren ve çalışma hayatımızı fazlasıyla meşgul eden bu süreci tek başımıza yönetmemiz mümkün mü? Sadece kariyer ve çalışma hayatıyla ilgili çalışmalar yapan profesyonellerin yardımına her zaman ihtiyaç duyabiliriz.
Sosyal medya kuşkusuz, birçok alanda olduğu gibi profesyonel bir koç ya da danışman olarak, kendinizi daha fazla kişiye tanıtma ve işinizi büyütme yolunda size ücretsiz ve eşsiz bir fırsat sunuyor.
Öğrenciler, eğitim yılları boyunca yeteneklerini keşfetme ve hedefe ulaşma yolunda karşılarına çıkacak zorluklarla baş etmek için yardıma ihtiyaç duyarlar.
Yaşam Koçluğu, eğitimli ve donanımlı bir profesyonelin (koç), kişinin (danışan) kişisel hedeflerini gerçekleştirmesi yolunda birebir, yakın ve ortak çalışma yürütme sürecidir. Bu kişisel hedefler, özgüven geliştirme, kilo verme, sağlıklı yaşam, kariyerinizde daha iyi bir noktaya gelme, iletişim becerilerinizi geliştirme veya çevrenizle daha iyi ilişkiler kurmak gibi kişisel pek çok hedefi içerebilir.